28 Şubat 2014 Cuma

DÜNYANIN OLUŞUMU ÜZERİNE SAÇMALAMALAR...

Şimdi sizlere yok dünyamız şundan koptu bundan bilmem kaç milyon yıl önce soğudu falan gibi şeyler anlatmıycam.Anlatamıycam da hani :) Evet Evrende milyonlarca gezegen olduğunu biliyoruz.Çünkü yıldızları ve galaxi'yi görüyoruz.Güneşin etrafında döndüğümüzü ayın bize en yakın gezegen olduğunu ve hayat olmadığını'da biliyoruz.Dünyamız güneşten veya başka bir gezegenden patlama sonucunda ayrılmış olabilir.Ama hem fikir olduğumuz nokta eğer bir gezegenden ayrıldıysak o gezegende'de hala bizim gibi hayat var.Yaaa güneşten ayrıldıysak...İşte o zaman hayat nerden geldi.Burda en önemli olan tez: içerisinde su mineralleri ve hayat bulunduran bir göktaşı'nın dünyaya çarpmış olması ve dünyada yaşam için gerekli oksijen seviyesi olduğunda,bu su monekülleri içerisindeki tek hücreli canlıların evrim geçirerek bu günkü yaşamı oluşturması.Tabiki birde Hz.Adem ve Hz.Havva olayı var.O kısma hiç girmiycem.Eğer içinde su monekülleri ve hayat barındıran bir göktaşı dünyaya çarpıp yaşamın başlamasına sebep olduysa ki milyonlarca yıllık bir süreçten bahsediyoruz.O zaman aynı göktaşının parçaları yaşam için müsait başka gezegenlerede çarpmış olabilir.İnsan olmasada başka gezegenlerde canlılar ve hayat olabilir.Uzaylı gördüm ben veya ufo gören masum köylü aslında gerçekten görmüştür.Başka bir gezegende dinazorlar hala vardır belki.Bunu şu an bilemiycez.Belki teknoloji çok ilerleyip uzaya arabayla pikniğe gider gibi gitmeye başladığımız zaman bunları öğrenebilicez.Ama şimdilik daha fazlasını merak edenler için National Geographic'in Dünyanın Oluşumu ve geçirdiği evreler belgeselini tavsiye ederim.   http://www.youtube.com/watch?v=R4RTXPMI5hg

5 Şubat 2014 Çarşamba

DÜŞÜNCELERİNİ SERBEST BIRAK (MA)

Sanırım bizi diğer canlılardan ayıran işte bilimin antrapoloji dediği özelliklerimiz var.Bunlardan en önemlisi zeka seviyemiz,düşüncelerimiz, vb. vb.Ama anlatmaya çalışacağım şey zekanın çeşitleri veya düşünce sistemi değil.Zaten bunlar doğuştan insan olduğumuz için bizde olan yetiler.Sağlıklı bir erkek vapur iskelesinde vapur beklerken mini etekli bi kız gördüğünde, vücudundaki kimyasal değişim sonucu dönüp bakar.Belkide ortam müsaitse (karısı veya sevgilisi yanında değilse mesala) bikere daha bakar.Yada bir kadın içinde yakışıklı bir erkek gördüğünde durum aynı sanırım.Kadın veya eşcinsel olmadığım için bilemiycem.Bu kadın bizim için sex'idir.Onu tanımayız,düşüncelerini,karakterini bilemeyiz.Ama sexidir.Güzel bacakları ve kalçası vardır.Veya erkek ise kaslı vücudu ve sempatik bi gülüşü vardır.İşte bu noktada aklımızdan çeşitli düşünceler geçer.Keşke böyle sevgilim olsa,keşke şunla sevişsem, vb. gibi.(Sapıklık kısmı beni aşar başkan :) Sonra yanınıza kardeşiniz gelir.Ve diyolog o kardeşim naber.İyi abi ne olsun bende kız arkadaşımla buluşucam şeklinde ilerleyip gider.Bu 2 dakikalık diyoloğun ardından kardeşiniz biraz önce bacaklarına tekrar tekrar baktığınız ve kafanızda neler canlandırdığınız kızın yanına gider ve Aşkım nasılsın seni çok özledim der.İçinizde bi hassiktir len ne oluyo edası,kimsayal tepkilemeler,utanma duygusu,düşüncelerde karmaşıklıklar oluşmaya başlar.Artık o sexi olmayan,sevimli, bi kızdır.Çünkü kardeşinizin sevgilisidir.Sexi değildir derken yani sizin için.Ama aslında bu kız hala sexidir.Ve siz hariç o vapur iskelesinde ki erkeklerin çoğu hala o kıza bakıcaktır.Belki sizin içinde sexidir.Ama bacakların yada kalçaların çok güzel diyemezsiniz.Bunu içinizden bile söyleyemezsiniz.Bastırılmış duygular insan benliğinde saklanır.Aslında güzel olan ve bizi birer insan yapan şeyde bu.Sokayım Antropolojiye.Aslında bu konuşmayı bana yüksek lisans Antropoloji dersinde İnsanı diğer canlılardan ayıran fark nedir? diye soran hocama yapmam lazımdı.Ama işte insanım kahretsin.Şimdi söylüyorum hocam evet Maymundan,böcekten bizi ayıran şey böyle bişey işte.Bide orta parmak göstermek isterdim hocammmmmm.Ohhhh beeee