31 Aralık 2012 Pazartesi

BlueRay Disk Nedir...İNCELEME

Şimdi sizlere yok BlueRay şudur yok saniyede bilmem kaç fps  veri aktarır demiycem.Elektronik yada bilgisayar mühendisi değilseniz bilmenizde pek gerek yok zaten.Ama günümüzde kullanımı sıklaşan BD (Blueray Disk)'lerin hayatımızda çok önemli yer kaplamaya başlaması nedeniyle bi açıklama yapmakta yarar var.BD lerDVD sürücülerin kırmızı lazeri yerine mavi lazer kullanmakta ve bu mavi lazer ile daha hassas veri iletişimi sağlayarak,disk kapasitelerini 4.7 gb'tan 25gb lara hatta 50 gb lara çıkartmaktadırlar.Hal böyle olunca hd veya FullHd formatında bir film 20 gb yer kaplarken bu filmleri tek bir diske yazmak mümkün olmuştur.Hatta 3d filmleri desteklemesi itibari ilede mauzzam görüntü kaliteli filmleri artık evimizde izleme olanağı doğmuştur.Bunun için yapmamız gereken FullHd özellikli olursa bide 3d özellikli bir tv'ye ihtiyacımızın olması.Daha sonra Evinize 500 tl'ya alacağınız bir PlayStation3 ile veya 200 tl'ye alacağınız bir BD player ile aradaki HDMİ kablo bağlantısını yaparak 3d ve FullHd görüntü kalitesindeki filmleri evinizde izleyebilirsiniz.Sinemada içemediğim viskimi evde bacaklarımı uzatıp Batman izlerken içmenin tadıda paha biçilemez :) Not: Ps3 tavsiye olunur.Hem oyun oynayıp, hemde BD film izleyebilirsiniz.

Punk Zamanı...Gogol Bordello

Dinlediğim zaman yerimde duramadığım ve insanın kanındaki adrenalin seviyesini yükseltmeyi başaran Gogol Bordello grubu, 1999 yılında New York, ABD'de kurulmuş.Roman punk ve roman folk tarzını benimsemiş grup adını ideolojik olarak da etkilendikleri Rus yazar Nikolay Vasilyeviç Gogol'dan esinlenerek almıştır. Grubun vokalisti Eugene Hütz'ün Alex rolüyle oynadığı Everything is Illuminated filminin müziklerini yapmışlardır. Eğer punk müzik severseniz veya alternatiflere açık bir müzik anlayışınız varsa mutlaka dinleyin derim.Son dinlettiğim arkadaşım kör oldu :) demiycem ama bi haaa s....tir abi çok iyiymiş tepkisi aldım benden söylemesi :) http://www.youtube.com/watch?v=xmRhiuOMcVU

30 Aralık 2012 Pazar

SARIMSAK SAÇ ÇIKARTIR MI ?

Sarımsak bitkisi genelde benim aklımda leş gibi kokan ama yutulduğunda tansiyonu dengeleyen bir sebze olarak yer almıştı aslında.Saç dökülmeleri,çeşitleri,nedenleri derken uzunca bir araştırma yaptım.İlk olarak şampuandan başlayalım.Belki piyasada 100 çeşit şampuan vardır.Bunların genel olarak amacı saçlarımıza ve köklerine dışarıdan yapışan bulaşan mikropları ve saç derisinden dışarıya atılan yağları temizlemek.Bu aşamada sıkıntımız yok çünkü bu işlemi sıvı sabun bile şampuanlardan iyi yapabilir.Ancak bu şampuanlar içerisinde 1 tanesi dikkatimi çekti gerçekten. Sebamed anti hair loss şampuanı saç diplerine masaj yaparak uygulandığında ve o halde 3-4 bekletilip durulandıktan sonra saç köklerimizde bir yanma hissi ve kızarıklık oluşuyor.Yarım saat sonra eski haline dönse de sanırım bu olay saç köklerinde kılcal damarların genişlemesine ve kan dolaşımının hızlanmasını sağladığından saç dökülmesini engelliyor. Gelelim meşhur sarımsağımıza :).İster bi çay bardağı zeytinyağının içine 4-5 diş sarımsağı ezerek koyun ve 2-3 gün bekletin.İsterseniz aktardan sarımsak yağı ve badem yağı alıp eşit miktarda zeytinyağı ile karıştırın.Bu karışımı her gece yatmadan önce saçınızın açılan yerlerine sürün.İlk 1 ay saçlarınızdaki dökülme artabilir.Korkmayın devam edin 2.ayın sonunda beyaz ufak saçlarınızın çıktığını ve 3.ayın sonunda çıkan saçların siyahlaştığını görüceksiniz. Ben bizzat kendim gördüm. :) keyfim gıcır.Koku olayını engellemek için saçlarımı 3 numara yaptırdım.Sabah kalkınca işe gitmeden önce saçlarımı şampuanla 1 tur yıkayıp kurutuyorum.Şimdiden kolay gelsin...

10 Aralık 2012 Pazartesi

ÇANAKKALE SAVAŞLARI 2

Sadece Türk milleti değil, tarihle ilgilenmiş ve özellikle de yakın tarihle ilgilenmiş herkes, yani bütün dünya vatandaşları çanakkale de kahraman Türk askerinin değişik milletlerden oluşmuş, kendisinden kat ve kat fazla düşman askerlerinden oluşan bir düşmanı nasıl yendiğini bilir.Evet belki biz anlatırken biraz abartmışta olabiliriz.Millet olarak abartmayıda severiz hani :). Her ne kadar abartsak azdır aslında.Buraya kadar bir sorun yok.Sorun 2000 li yıllardan sonra başladı.İnsanlar askere gitmek istememeye başladı.İntihar eden asker sayıları yıl içerisinde 100 lü hanelere ulaştı.Ordu içindeki rütbeli askerler kendi özlük haklarının verilmediği gerekçesiyle sosyal medyayı salladı.Bir asker disco denilen hapis cezası aldı diye AİHM'e (avrupa insan hakları mahkemesi) başvurdu ve haklı bulundu.İnsanlar askere gitmekten korkar oldu.Veeee son nokta...insanlar suriye konusunda bu bizim savaşımız değil savaşmak istemiyoruz diyerek sokaklarda yürümeye başladılar.Ordunun ileri gelenleri bi yapılanma kurdukları gerekçesiyle içerdeler.Kısacası bi savaş başlıyor artık.İsmi çanakkale 2 olsun benim için farketmez gerçi.Ama  bu sefer daha çetin geçicek gibi :(