Şimdi sizlere yok BlueRay şudur yok saniyede bilmem kaç fps veri aktarır demiycem.Elektronik yada bilgisayar mühendisi değilseniz bilmenizde pek gerek yok zaten.Ama günümüzde kullanımı sıklaşan BD (Blueray Disk)'lerin hayatımızda çok önemli yer kaplamaya başlaması nedeniyle bi açıklama yapmakta yarar var.BD lerDVD sürücülerin kırmızı lazeri yerine mavi lazer kullanmakta ve bu mavi lazer ile daha hassas veri iletişimi sağlayarak,disk kapasitelerini 4.7 gb'tan 25gb lara hatta 50 gb lara çıkartmaktadırlar.Hal böyle olunca hd veya FullHd formatında bir film 20 gb yer kaplarken bu filmleri tek bir diske yazmak mümkün olmuştur.Hatta 3d filmleri desteklemesi itibari ilede mauzzam görüntü kaliteli filmleri artık evimizde izleme olanağı doğmuştur.Bunun için yapmamız gereken FullHd özellikli olursa bide 3d özellikli bir tv'ye ihtiyacımızın olması.Daha sonra Evinize 500 tl'ya alacağınız bir PlayStation3 ile veya 200 tl'ye alacağınız bir BD player ile aradaki HDMİ kablo bağlantısını yaparak 3d ve FullHd görüntü kalitesindeki filmleri evinizde izleyebilirsiniz.Sinemada içemediğim viskimi evde bacaklarımı uzatıp Batman izlerken içmenin tadıda paha biçilemez :) Not: Ps3 tavsiye olunur.Hem oyun oynayıp, hemde BD film izleyebilirsiniz.
31 Aralık 2012 Pazartesi
Punk Zamanı...Gogol Bordello
Dinlediğim zaman yerimde duramadığım ve insanın kanındaki adrenalin seviyesini yükseltmeyi başaran Gogol Bordello grubu, 1999 yılında New York, ABD'de kurulmuş.Roman punk ve roman folk tarzını benimsemiş grup adını ideolojik olarak da etkilendikleri Rus yazar Nikolay Vasilyeviç Gogol'dan esinlenerek almıştır. Grubun vokalisti Eugene Hütz'ün Alex rolüyle oynadığı Everything is Illuminated filminin müziklerini yapmışlardır. Eğer punk müzik severseniz veya alternatiflere açık bir müzik anlayışınız varsa mutlaka dinleyin derim.Son dinlettiğim arkadaşım kör oldu :) demiycem ama bi haaa s....tir abi çok iyiymiş tepkisi aldım benden söylemesi :) http://www.youtube.com/watch?v=xmRhiuOMcVU
30 Aralık 2012 Pazar
SARIMSAK SAÇ ÇIKARTIR MI ?
Sarımsak bitkisi genelde benim aklımda leş gibi kokan ama yutulduğunda tansiyonu dengeleyen bir sebze olarak yer almıştı aslında.Saç dökülmeleri,çeşitleri,nedenleri derken uzunca bir araştırma yaptım.İlk olarak şampuandan başlayalım.Belki piyasada 100 çeşit şampuan vardır.Bunların genel olarak amacı saçlarımıza ve köklerine dışarıdan yapışan bulaşan mikropları ve saç derisinden dışarıya atılan yağları temizlemek.Bu aşamada sıkıntımız yok çünkü bu işlemi sıvı sabun bile şampuanlardan iyi yapabilir.Ancak bu şampuanlar içerisinde 1 tanesi dikkatimi çekti gerçekten. Sebamed anti hair loss şampuanı saç diplerine masaj yaparak uygulandığında ve o halde 3-4 bekletilip durulandıktan sonra saç köklerimizde bir yanma hissi ve kızarıklık oluşuyor.Yarım saat sonra eski haline dönse de sanırım bu olay saç köklerinde kılcal damarların genişlemesine ve kan dolaşımının hızlanmasını sağladığından saç dökülmesini engelliyor. Gelelim meşhur sarımsağımıza :).İster bi çay bardağı zeytinyağının içine 4-5 diş sarımsağı ezerek koyun ve 2-3 gün bekletin.İsterseniz aktardan sarımsak yağı ve badem yağı alıp eşit miktarda zeytinyağı ile karıştırın.Bu karışımı her gece yatmadan önce saçınızın açılan yerlerine sürün.İlk 1 ay saçlarınızdaki dökülme artabilir.Korkmayın devam edin 2.ayın sonunda beyaz ufak saçlarınızın çıktığını ve 3.ayın sonunda çıkan saçların siyahlaştığını görüceksiniz. Ben bizzat kendim gördüm. :) keyfim gıcır.Koku olayını engellemek için saçlarımı 3 numara yaptırdım.Sabah kalkınca işe gitmeden önce saçlarımı şampuanla 1 tur yıkayıp kurutuyorum.Şimdiden kolay gelsin...
10 Aralık 2012 Pazartesi
ÇANAKKALE SAVAŞLARI 2
Sadece Türk milleti değil, tarihle ilgilenmiş ve özellikle de yakın tarihle ilgilenmiş herkes, yani bütün dünya vatandaşları çanakkale de kahraman Türk askerinin değişik milletlerden oluşmuş, kendisinden kat ve kat fazla düşman askerlerinden oluşan bir düşmanı nasıl yendiğini bilir.Evet belki biz anlatırken biraz abartmışta olabiliriz.Millet olarak abartmayıda severiz hani :). Her ne kadar abartsak azdır aslında.Buraya kadar bir sorun yok.Sorun 2000 li yıllardan sonra başladı.İnsanlar askere gitmek istememeye başladı.İntihar eden asker sayıları yıl içerisinde 100 lü hanelere ulaştı.Ordu içindeki rütbeli askerler kendi özlük haklarının verilmediği gerekçesiyle sosyal medyayı salladı.Bir asker disco denilen hapis cezası aldı diye AİHM'e (avrupa insan hakları mahkemesi) başvurdu ve haklı bulundu.İnsanlar askere gitmekten korkar oldu.Veeee son nokta...insanlar suriye konusunda bu bizim savaşımız değil savaşmak istemiyoruz diyerek sokaklarda yürümeye başladılar.Ordunun ileri gelenleri bi yapılanma kurdukları gerekçesiyle içerdeler.Kısacası bi savaş başlıyor artık.İsmi çanakkale 2 olsun benim için farketmez gerçi.Ama bu sefer daha çetin geçicek gibi :(
17 Ekim 2012 Çarşamba
26 Temmuz 2012 Perşembe
BAZEN...
Herkes ilk tanıştığı insana ön yargılarıyla bakar hep.Ayakkabılar,konuşmalar,davranışlar vb... hepsi incelenir,süzülür hep.Alkol içip içmediği,sigarası,siyasi görüşü,dine bakış açısı vb... toplanılır,çıkartılır ve bir not verilir karşı tarafa.Aslında bu insanoğlu için karar verme aşamasının 1.kısmını oluşturan veri toplama evresidir.Amaç bi bayanla sadece cinsel birliktelik ise veriler ona göre,yoksa arkadaşlık ise ona göre değerlendirilir.Eğer amaç evlenmek ve yuva kurmak,diğer bir değişle ölene kadar beraber yaşamaksa veriler daha sık incelenir ve bir karar verilir.Bir kadının seksi olması cinsel bir birliktelik için yeterlidir.Akıllı olmasına gerekte yoktur,ihtiyaçta.Arkadaş için ise güzel olmasından çok akıllı,muhabbeti seven ve dertlerini paylaşan vb... gibi özellikleri olan insanlar tercih edilir.Peki evlenmek için?Çok düşündüm bunu güzel,sexi,akıllı,sempatik gibi gibi...ama tüm bu özellikler göreceli ve değişken ise işler daha da karıştı hep.Güzel olan tüm bu olanlara kafa yormadan beynin kendi kendine bunu yapıyor olması.Tıpkı yürürken adımlarımızı otomatik atmamız gibi.Peki birini çok sevdiniz.Ailenize söylediniz ve evlenme teklif etmek üzere uygun bir ortam beklerken sevdiğiniz insan sizin 3 kötü alışkanlığınız için sizi terk etti.Yüzük elinizde, gözyaşlarınız yanağınız da bir haldesiniz.Kızın haklı olduğunu vede bu 3 kötü alışkanlığın alkol,sigara ve Fanatizim olduğunu varsayalım.Alkolü özel günlerde içmek,sigarayı bırakmak,arada sırada tuttuğunuz takımın maçına gerekirse eşinizle gitmek mi doğru.İşte 28 yaşında kendime sorduğum soru bu.Cevabı bilmiyorum.Tek bildiğim bir şey var.Bazen severken değişmek gerekiyor...
31 Mart 2012 Cumartesi
YUMURTANIN BEYAZI
Uzun süredir yazamadığım için özür dilerim ama benimde kendime göre bahanelerim var.İşlerin yoğunluğu,kış faktörleri ve azıcıkta sosyal hayat gibi :) Tabi ki yaz geliyor deyip te herkesin sahillere ve spor salonlarına koştuğunu görünce çoğu insanın yanlış bildiği bir şeyi düzeltmek istedim.Spor yapmak kadar doğru beslenmek ve diyet yapmakta çok önemli,Tavuk,balık, ve yumurta yemeye devam.Ama çoğu arkadaş yumurtanın beyazında mı protein var sarısında mı konusunda kararsız.Hemen yazıyorum günde 1 tane yumurta sarısı insan vücudu için yeterli.Beyazını yerken ise sporun derecesine göre 10 taneye kadar çıkabilirsiniz.Kilo yapmaz ve protein açısından çok faydalıdır.Aşağıdaki tabloda beyaz ve sarısı arasındaki kalori farkı verilmiştir.Çok sarı yerseniz nemi olur.Vücutta kabarıklık,şişlik,alerji vb şeyler yaşanabilir.Hadi bakalım koşmaya ve çalışmaya devam :)
|
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)